Genel

Öğrenme aşkı

Sadece aşkla değil, öğrenmeyle de yanıp tutuşabilir insan.

Mesela benim her zaman ihtiyaç duyduğum ve ‘olmaza olmaz’ saydığım bir şeydir bu ‘öğrenme’.

Öğrenmeliyim! Tabii ki sevdiğim ve tutkuyla bağlı olduğum konuları daha çok merak ederim ve çabuk öğrenirim ama yine de bilmediğim şeyler hakkında bilgi edinmek de çok hoşuma gider. Okuduklarımın yanı sıra, gittiğim sayısız kurslarda edindiğim bilgi ve görsel-işitsel tecrübeler de çok hoşuma gidiyor doğrusu :) Daha önce de belirtmiş olduğum üzere, kitap kurdu değilimdir çok – okumanın yanında interaktif veya tecrübe yoluyla kendime katkı sağlamayı da çok etkili, kalıcı ve verimli bulurum. Görsel-işitsel yanım ağır basar..

Bu yönden ağabeyimden farklıyımdır. Onun kitap okuma tutkusu ve bilgisi hayran olunacak seviyededir. Taaaa küçüklüğünden beri. Zekidir de. Okuldaki hocaları çok akıllı ve başarılı bulurdu onu. Benim gözümde de hep öyledir. Ne sorsan bilir. Ben ona kısaca ‘ansiklopedi’ derim. Sahiden de öyledir ama! Sanırım babamdan aldığı bir özellik. En azından böyle güzel bir özelliği aileden alıp devam ettiren biri var, yaşasınnnnnn!!! Yaşa be abi! Özellikle Türklük ve Türk tarihi konusunda mükemmeldir! Anlat anlat bitmez, kesin bu konular üzerine yazmalı! Gerçi yazmayı hiç sevmez ama kendisinde olan bu bilgiler paylaşılmalı, dışarı çıkmalı ki herkes faydalansın! Ya da bol bol konuşsun :) (Gerçi bunda iyidir abim 😉 )

Bir ara okulda Yüksek Lisans yaparken akademisyenliğe doğru gidiyordum ama hayalim, idealizm ve gerçek hayat arasında buluşabileceğimiz bir nokta görmediğimden o yolda ilerlemedim. (İleride ne olur bilinmez ;-)) Aslında belki de iyi oldu – hayat yolunda epeyce ilerledim ve yurtdışında bir süre yalnız yaşayarak muhtelif insanlarla tanışıp, orada da muhtelif kurslara katılıp bilgime bilgi, tecrübeme tecrübe ve yaşantıma yaşantı kattım! :)

İlle de öğrendiklerimizi somut bir yere katmamız gerekmiyor bence. Ben kendime katmaktan ve kendimi isteğim doğrultusunda geliştirmekten hoşnutum mesela. Ama tabii ki hayalimdeki moda tasarımcısı olsaydım, o alanda öğrendiğim şeyleri ‘mesleğime katmaktan’ çok büyük mutluluk duyardım. Şimdiki mesleğim hayalimden çok farklı bir yerde…Ama dedim ya, orada da çok şey öğreniyorum ve işime öğrendiklerimi katıyorum 😉

Bu öğrenme serüvenimdeki tek üzüldüğüm nokta okuduklarımı veya öğrendiklerimi ileri tarihlerde tüm detaylarıyla hatırlamamam :P. Hayat hızlı ve dolu bir şekilde akıp giderken sürekli pratiğe koymuyorsam (ki fazlaca ilgi alanım olduğunu düşünürsek bunun epeyce zor olduğunu belirtmem gerek) unutabiliyorum ve o durumda ağabeyim gibi bir hafızaya ve ansiklopedikliğe sahip olmayı isterdim! :)

Aaaa unutuyordum, ağebeyimle karşılatırdığımda yine bahsetmeden geçemeyeceğim şey onunla benim konsantrasyon farkım! Sahiden de onun dünyadan koparcasına bir konsantrasyon becerisi karşısında benim çok çabuk dağılan bir konsantrasyonum var! Yıllarca bana anlattığı ve benim de hatırladığım; bir ara ilgi duyduğum (!), sanırım ortaokul zamanlarıydı, Fransızcayı bana biraz öğretmeye çalıştığında benim cıvıyıp cıvıyıp gülmem veya masadan kalkmam onu çok gıcık ediyordu! Yoğun bir şekilde bir olaya odaklanan biri karşısında, sanki onu kaale almayan ciddiyeti olmayan bir insan tiplemesi düşünürsek çok da haksız değildi! Çocuktuk o zaman evet, ama kendimi bu alanda geliştirmiş olsam da, tamamen değişiğim söylenemez 😛

Evet, B 12 ve demir eksikliğim oluyor zaman zaman. Eskiye göre daha dikkat etmeye çalışıyorum buna. Ama biliyorum ki, yukarıda saydıklarımın dışında çok fazla şeye ilgi duymam ve o sırada dağılmam (hiperaktivite) bunu kolaylaştıran zor bir durum! He he he…

Yine de elimden gelenin en iyisini yapıyorum! Nefes egzersizleri her derde deva!! Şaka şaka…gerçi her derde deva, ve buna da iyi gelir şüphesiz ama benim söylemek istediğim meditasyon. Hemen bağdaş kurmuş, deniz kenarında suların sesini dinleyen biri olarak düşünmeye gerek yok! İnsan vakit buldukça, oturduğu yerde bile olabilir, kendini hayal ettiği (işte hayal gücünde çok iyiyimdir!) bir yerde 3-5 dakika geçirebilir… Maksat olduğumuz yerden bizi biraz uzaklaştırıp, odaklanma becerimizi sağlatmak. Anahtar kelime ‘odaklanmak‘ !

Çağda maymun iştahlı olduğumu söylüyor. Ama bence bu tabirle ‘çok yönlülük’ arasında çok ince bir çizgi var. Maymun iştahlıda daldan dala atlayan ve ilgisi çok sürmeyen bir tipleme varsa, çok yönlü kişilerde çok fazla ilgi (kolayınıza geliyorsa hobi de diyebilirsiniz) ve sürekliliği sağlayan sadık bir tipleme var. O tablo şimdi bitmese de bir zamanı var, o zaman tamamlanacak. Fotoğraflar çekildi projeler bitti yenisi başlayana dek; 2 film yapıldı sergi bitti ama yeni fikirler kenarda; kıyafetler hazır, bilimum defterler yarı dolu yazılarla vesaire!…Gerçek bir sanatçının yapıtı hiç bitmezmiş ya 😛 Bir üst mertebesi daha da güzel; bir çok şapkası olan kişiler yok mudur dünyada??Meslek tanımları uzundur o yüzden :) Hem yapımcıdır, hem tasarımcı, hem fotoğrafçı hem de yazar vs. Örnek mi? Hayran olduğum Karl Lagerfeld mesela. Moda tasarımcısı, sanatçı ve fotoğrafçı. Başka örnekler: Jim Jarmusch: yönetmen, senarist, oyuncu, prodüktör, editör ve besteci. Noam Chomsky: dilbilimci, filozof, yazar, bilim adamı, tarihçi…vs.

Asıl mesleğim öğretmek olsa da öğrenmem hiç bitmiyor! 😉 ve bitsin de istemiyorum zaten…

Keşke insanın çok daha fazla vakti ve çoğu şeyi tecrübe etmesine olanak olsa!!

Kelebek de böyle işte! 😉

 

 

 

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *